‘Her şey rüya gibi geliyor’

Ameliyattan sonra artık gördüğünü söyleyen Evgeni Nikolov(48), “Ameliyattan önce kesinlikle hiçbir şekilde görmüyordum. Doktor Hasan’a tedaviye gelmeden önce Sofya’da karşılaştık. Orda gördükten sonra yaptığı işleri gördükten sonra İstanbul’a gelmeye karar verdik. Hiç görmem yoktu. Parmak çizgilerimi dahi göremiyordum. Ta ki bu ameliyata girene dek. Ameliyattan çıkıp odaya geldiğim de artık görebiliyordum. Hiç görmeyen gözüm Hasan Bey sayesinde artık görebiliyordu. Tek başıma yürüyemiyordum ama ameliyat sonrası artık tek başıma yürüyebiliyor, ihtiyaçlarımı da tek başıma karşılayabiliyorum. Lavaboya bile kendi imkânlarım ile gidemiyordum. Eşimin yardımı ile gidebiliyordum. İlk görmeye başladığım da her şey rüya gibi geldi. Bu benim alışık olduğum bir dünya değildi. Karımı ve çocuklarımı görebiliyordum. Onlara sarılıp ağladım ve çok duygulandım. Hasan Bey’e teşekkür ederiz. O bizim altın elli doktorumuz” dedi.

‘Umudumuzun tükendiği yerde hayatımıza ışık doğdu’

Anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan İyona Petrova(50) kelimelerini dile getirirken hem zorlandı hem duygulandı. İyonka Petrova, “Kendimizi nirvanada hissediyoruz. Bundan daha iyi olamazdık. Bu bize hep imkânsız geliyordu. Çünkü bize imkânsızı kabul ettirdiler. Herkes yapılamaz dedi. Umudumuz kalmamıştı. Doktor Hasan Bey ile karşılaştıktan sonra bunun imkânsız olmadığını anladık. Umudumuzun tükendiği yerde kendisi hayatımıza adeta bir ışık gibi doğdu. Kendisine sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Burası muhteşem bir hastane ve mükemmel bir ekip var” şeklinde konuştu.

‘Hasta artık daha rahat görebiliyor’

Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hasan Basri Arifoğlu, “Hasta Evgeni Nikolav yaklaşık 20 sene önce bir kaza geçiriyor. Sol gözünde delici bir yaralanma oluşuyor. Bu gözünü böylelikle kaybediyor. Daha sonra diğer gözünde üveitik bir reaksiyon gelişiyor. Bu bizim dilimizde sempatik oftalmi olarak adlandırdığımız bir durum. Mekanizma şu şekilde oluyor: Travmaya uğramış göze karşı vücut kendi dokusuna karşı savaş açıyor. Böylelikle diğer sağlam gözünde de görme seviyesini azaltacak şekilde üveit hastalığına sebep oluyor. Bu üveit hastalığı nedeni ile pek çok tedavi görüyor fakat görme seviyesi ciddi anlamda azalıyor. Son 10 senedir de hasta kendi başına hareket edemez duruma geliyor. Son 2,5 yıldır ise sadece ışık hissi alıyor ve bu şekilde hayatına devam ediyor. Bizim yaptığımız işlem de ilk önce üveit reaksiyonunu medikal tedavi ile kontrol altına aldık. Daha sonra da katarakt ameliyatını gerçekleştirdik. Kataraktında dokular o kadar sert ve dokular birbirine o kadar yapışıktı ki tek tek dokuları birbirinden ayırmak durumunda kaldık. Özellikle iris katarakt dokusuna tamamen yapışık durumdaydı. Onları tek tek ayırdık. Kataraktı çıkardıktan sonra ise mercek koyacak bir alanımız olmadığı için gözün beyaz kısmına (sklera) merceğimizi yerleştirdik. Kataraktı aldıktan sonra vitrektomi işlemi yaptık. Bu dokularda birikmiş olan vücudun salgıladığı oto antikorları yani savaşan hücrelerin sebep olduğu zarları dokulardan temizledik. Ameliyat sonrasında ilaçlarla hastalığı kontrol altına aldık. Bu şekilde de hastada daha rahat görür hale gelebildi” açıklamasında bulundu.