"Çişini Tutma, Böbreklerini Yorma!"

Türk Böbrek Vakfı, 2016 Dünya Böbrek Günü'nde çocukların böbrek sağlığını masaya yatırdı. Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, Çocuk Nefrolojisi Uzmanları Prof. Dr. Lale Sever, Türk Böbrek Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi İpek Tanrıyar ve Türk Böbrek Vakfı Destekçisi Hasan Yalnızoğlu, çocuklarla bir araya gelerek böbrek sağlığı için sıvı alımı, tuvalet eğitimi, sağlıklı beslenme ve spor konularının önemine değindiler. Uluslararası Nefroloji Birliği ISN ve Uluslararası Böbrek Vakıfları Federasyonu IFKF'in ortaklaşa düzenlediği ve böbrek sağlığına dair dünyanın en geniş kapsamlı organizasyonu olan Dünya Böbrek Günü, bu yıl 11. kez kutlanıyor. Bu sene seçilen  'Böbrek Hastalıkları ve Çocuklar' teması, böbreklerin erken yaşlardan itibaren önemsenmesi gerektiğini ve pek çok yetişkinde ortaya çıkan böbrek hastalıklarının çocukluk çağından kaynaklandığını hatırlatıyor. İlkokul öğrencilerinin katılımı ile Trump Alışveriş Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinlikte, böbrek sağlığının önemi ve bu konuda alınması gereken önlemler anlatıldı.  Gerçekleştirilen etkinlikte söz alan Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk; 'Dünya Sağlık Örgütü ve diğer kuruluşlar tarafından küresel bir sağlık sorunu olarak kabul edilen kronik böbrek hastalığının, dünya nüfusunun %10'unu etkilediğini ve bu durumun önümüzdeki 10 yıl içinde %17 oranında artacağının öngörüldüğünü' söyledi. Timur Erk, bu konuya dikkat çekmek üzere, her yıl Mart ayının ikinci haftasında 100'ü aşkın ülkede Dünya Böbrek Günü etkinlikleri yapıldığını ve bu yılın temasının 'Böbrek Hastalıkları ve Çocuklar' olarak belirlendiğini anlattı. Türk Böbrek Vakfı olarak sağlıklı nesiller için sadece Dünya Böbrek Günü'nde değil, her zaman bol su içmenin önemini ve idrar tutmanın zararını vurguladıklarını ifade etti: 'Türk Böbrek Vakfı olarak yaklaşık 5 sene önce, bugün 11.'sini idrak ettiğimiz Dünya Böbrek Günü'nün 2016 yılı ana teması olarak seçilen 'böbrek hastalıkları ve çocuklar' konusunda adım atarak çok önemli gördüğümüz çocuk eğitimi projesini başlattık. Biz eğitim projemize başlarken toplumsal ölçekte kronik böbrek hastalığı konusundaki bilinç düzeyi son derece azdı. Bugün, çocuk merkezli olarak sürdürdüğümüz genele yönelik eğitimlerde, ülke genelinde 67 okulda 15.000'den fazla öğrenciye ulaşmış, onların ve ailelerinin beslenme ve egzersiz alanında alışkanlıklarını olumlu yönde değiştirmiş bulunuyoruz. Yapılan son çalışmaların ortaya koyduğu üzere, kişi başı günde 6 gram olması gerekirken ne yazık ki ülkemizde 18 grama ulaşan tuz tüketim alışkanlığımızın 3 gram düşüşle 15 grama gerilediğini görüyoruz. Bu sonucun da yaygın saha eğitimleri sayesinde elde edilen toplumsal bilinçlenmenin sonucu olduğunu memnuniyetle gözlemliyoruz. Sadece tuz ve tuzlu gıdaların değil, özellikle glisemik indeksi yüksek mısır nişastası şurubu ile imal edilmiş içecekler ve yiyeceklerin de, çocuklarda obeziteyi ve şeker hastalığı riskini arttırarak kronik böbrek hastalığına yol açan ve toplumsal olarak 7'den 70'e her yaştan bireyin bilinçlenmesini sağlamamız gereken gıdalar olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyoruz.

Türk Böbrek Vakfı, 2016 Dünya Böbrek Günü’nde çocukların böbrek sağlığını masaya yatırdı. Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, Çocuk Nefrolojisi Uzmanları Prof. Dr. Lale Sever, Türk Böbrek Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi İpek Tanrıyar ve Türk Böbrek Vakfı Destekçisi Hasan Yalnızoğlu, çocuklarla bir araya gelerek böbrek sağlığı için sıvı alımı, tuvalet eğitimi, sağlıklı beslenme ve spor konularının önemine değindiler. Uluslararası Nefroloji Birliği ISN ve Uluslararası Böbrek Vakıfları Federasyonu IFKF’in ortaklaşa düzenlediği ve böbrek sağlığına dair dünyanın en geniş kapsamlı organizasyonu olan Dünya Böbrek Günü, bu yıl 11. kez kutlanıyor. Bu sene seçilen  “Böbrek Hastalıkları ve Çocuklar” teması, böbreklerin erken yaşlardan itibaren önemsenmesi gerektiğini ve pek çok yetişkinde ortaya çıkan böbrek hastalıklarının çocukluk çağından kaynaklandığını hatırlatıyor. İlkokul öğrencilerinin katılımı ile Trump Alışveriş Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte, böbrek sağlığının önemi ve bu konuda alınması gereken önlemler anlatıldı.  Gerçekleştirilen etkinlikte söz alan Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk; “Dünya Sağlık Örgütü ve diğer kuruluşlar tarafından küresel bir sağlık sorunu olarak kabul edilen kronik böbrek hastalığının, dünya nüfusunun %10’unu etkilediğini ve bu durumun önümüzdeki 10 yıl içinde %17 oranında artacağının öngörüldüğünü” söyledi. Timur Erk, bu konuya dikkat çekmek üzere, her yıl Mart ayının ikinci haftasında 100’ü aşkın ülkede Dünya Böbrek Günü etkinlikleri yapıldığını ve bu yılın temasının “Böbrek Hastalıkları ve Çocuklar” olarak belirlendiğini anlattı. Türk Böbrek Vakfı olarak sağlıklı nesiller için sadece Dünya Böbrek Günü’nde değil, her zaman bol su içmenin önemini ve idrar tutmanın zararını vurguladıklarını ifade etti: “Türk Böbrek Vakfı olarak yaklaşık 5 sene önce, bugün 11.’sini idrak ettiğimiz Dünya Böbrek Günü’nün 2016 yılı ana teması olarak seçilen “böbrek hastalıkları ve çocuklar” konusunda adım atarak çok önemli gördüğümüz çocuk eğitimi projesini başlattık. Biz eğitim projemize başlarken toplumsal ölçekte kronik böbrek hastalığı konusundaki bilinç düzeyi son derece azdı. Bugün, çocuk merkezli olarak sürdürdüğümüz genele yönelik eğitimlerde, ülke genelinde 67 okulda 15.000’den fazla öğrenciye ulaşmış, onların ve ailelerinin beslenme ve egzersiz alanında alışkanlıklarını olumlu yönde değiştirmiş bulunuyoruz. Yapılan son çalışmaların ortaya koyduğu üzere, kişi başı günde 6 gram olması gerekirken ne yazık ki ülkemizde 18 grama ulaşan tuz tüketim alışkanlığımızın 3 gram düşüşle 15 grama gerilediğini görüyoruz. Bu sonucun da yaygın saha eğitimleri sayesinde elde edilen toplumsal bilinçlenmenin sonucu olduğunu memnuniyetle gözlemliyoruz. Sadece tuz ve tuzlu gıdaların değil, özellikle glisemik indeksi yüksek mısır nişastası şurubu ile imal edilmiş içecekler ve yiyeceklerin de, çocuklarda obeziteyi ve şeker hastalığı riskini arttırarak kronik böbrek hastalığına yol açan ve toplumsal olarak 7’den 70’e her yaştan bireyin bilinçlenmesini sağlamamız gereken gıdalar olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyoruz.