Dikkat! Uzun yıllar hiçbir belirti vermeyebilir!
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre; dünyada 325 milyon kişi hepatit B ya da C virüsüyle birlikte yaşıyor. Üstelik bu kişilerin 290 milyonu, hastalık genel olarak sessiz seyrettiği için hepatit hastası olduğundan habersiz.
Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurdan Tözün, her gün 4 bin kişinin viral hepatite bağlı hastalıklardan hayatını kaybettiğine dikkat çekerek, “A’dan E’ye 5 çeşidi olan viral hepatit hastalığında B, C ve D hepatitleri uzun vadede kronikleşebildiği için daha büyük önem taşıyor. Tedavi edilmeyen hepatit B ve C kronik hepatit, siroz ve karaciğer kanserine kadar ilerleyebiliyor. İleri karaciğer hastalığında bu hastaların çoğu, eğer canlı vericisi yoksa, kadavradan nakil beklerken hayatını kaybediyor” diyor. A ve E hepatitleri ise kronikleşmeseler de, ciddi salgınlara yol açabiliyor ya da risk gruplarında ölümcül karaciğer yetmezliğiyle sonuçlanabiliyorlar. İşte bu nedenle eskiden adı “sessiz katil “e çıkmış olan bu hastalık için bu yıl Dünya Hepatit Birliği’nin (WHA) benimsediği slogan, “gizli milyonları bulalım“ olarak belirlendi.
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Tözün bu denli olumsuz tablo sergileyen hepatitle ilgili yürekleri ferahlatan 2 olumlu nokta olduğunu belirterek, bunları şöyle sıralıyor: “Birincisi hepatit B’nin aşısının olması ve yok etmese de, virüsü baskılayan güçlü ilaçlara sahip olmamız. İkincisi ise hepatit C’nin henüz aşısı olmasa da, neredeyse yüzde 100’e yakın şifa sağlayan antiviral ilaçların olması. Yeter ki hastaya test uygulansın, tanı konulsun ve tedavi uygulanabilsin.” Aslında hijyen tedbirleriyle hepatitten büyük oranda korunmak mümkün olabiliyor. Prof. Dr. Nurdan Tözün, hepatitten korunmanın 6 yolunu anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Yurt dışında bu kurallar çok önemli
Hepatitin sık görüldüğü ülkelere gitmeden önce mutlaka aşı olun. Hepatit A ve hepatit E’den korunmak için gittiğiniz ülkelerde emin olmadığınız besinleri tüketmeyin. Şişe suyu için ve pişmiş gıdalar yiyin. Durgun sulardan toplanan ve çiğ yenen istiridyelerin hepatit A kaynağı olduğunu da unutmayın. Kan yolu ve cinsel yolla bulaşan hepatit B hastalığının aşısını daha önceden olmuş iseniz antikor düzeyine baktırın. Hepatit B’nin sık görüldüğü ülkelerde uzun süre kalacaksanız hepatit B aşısını mutlaka yaptırmış olmanız gerekiyor.
Tek kullanımlık olması şart!
Gerek hepatit B gerekse hepatit C en sık kan yoluyla, cinsel yolla ve damar içi ilaç için ortak enjektör kullanılmasıyla bulaşıyor. Bu nedenle kulak delme, piercing, akupunktur, dövme, manikür ve pedikür gibi kozmetik ya da alternatif tedavi uygulamalarında, tek kişilik ve steril iğne ya da alet kullanılmasına dikkat edin.
Elleri sık sık yıkamaya devam
Covid-19 pandemisi nedeniyle artık ellerimizi sık sık yıkamayı alışkanlık haline getirdik. Elleri sık yıkamak bizi aynı zamanda özellikle ağız yoluyla bulaşan hepatit A ve hepatit E ‘den de koruyor.
Doğru sanılan yanlışlara dikkat!
Toplumdaki yaygın inanışın aksine, hepatit B havuzlardan geçmiyor. Yemek kapları, mutfak aletleri, klozet ve banyolardan ya da sarılma, öksürük, ter, gözyaşı, böcek/sinek ısırığıyla da bulaşmıyor. Ancak açık yaralardan ya da ısırma ile bulaşabiliyor. Gerek hepatit B gerek hepatit C en sık kan yoluyla, cinsel yolla ve damar içi ilaç için ortak enjektör kullanılmasıyla bulaşıyor.
Hepatit A ve Hepatit B için aşı olun
Hepatit A ve B aşılarınızı yaptırmanız, yüzde 100’e yakın koruma sağlıyor. Sağlık çalışanı iseniz veya hepatit bulaşması açısından riskli bir meslekte çalışıyorsanız, aşı olmayı asla ihmal etmeyin. Tüm yenidoğanlar ve özellikle de annesi hepatit B taşıyıcısı olan bebekler doğum sonrası hemen aşılanmalı. Ayrıca hepatit C ya da diğer nedenlere bağlı kronik karaciğer hastalığınız varsa, hepatit A ve hepatit B aşısını mutlaka yaptırmalısınız.
Aşı olmaktan korkmayın!
Son zamanlarda pek çok kişi aşıların bazı hastalıkları tetiklediğine yönelik açıklamalar nedeniyle aşı yaptırmaktan çekinir oldu. “Bu anlamsız endişeler aşıyla önlenebilecek hastalıklara adeta davetiye çıkarmıştır” uyarısında bulunan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Tözün sözlerine şöyle devam ediyor: “Hepatit aşıları da bu yanlış yönlendirmeden nasibini aldı. Hepatit aşılarındaki katkı maddelerinden etil ve cıva bileşiği olan tiomersal’in çocuklarda otizme, nörolojik gelişim bozukluğuna; aliminyumun ise Alzheimer’a ya da başka hastalıklara yol açtığı iddia edilmişse de, yapılan çalışmalarda doğrulanmamıştır. Hepatit A aşısı kas güçsüzlüğü ve felç ile seyreden Guillain-Barré sendromuyla ilişkilendirilmiş, ancak bunun da ispat edildiği geniş bir çalışma yoktur. Aksine bu aşıların emniyetli ve koruyucu özelliklerinin yüksek olduğunu bilmekteyiz. Unutmayalım ki aşı hayat kurtarır. Aşıdan korkmayalım, çocuklarımızı eğer hepatit aşıları yoksa mutlaka aşılatalım.”