Gözlerdeki sulanmayı hafife almayın!
Gözde aşırı sulanma, çapaklanma, kirpiklerde yapışma gibi belirtiler ile kendini gösteren gözyaşı kanal tıkanıklığı tedavi edilmediği takdirde gözde iltihaplanmaya kadar giden sağlık sorunlarına neden olabiliyor.
Bebeklerde ve yetişkinlerde de görülebilen gözyaşı kanal tıkanıklığı hakkında bilgiler veren İEÜ Medical Park Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Hülya Gökmen, gözyaşı kanal tıkanıklığının tedavi edilmediği takdirde daha büyük sorunlara yol açabileceğini söyledi.
*************************
Gözlerin sağlıklı ve sorunsuz çalışabilmesi için gözyaşı sisteminin de sağlıklı olması gerektiğini belirten Gökmen, “Gözyaşı, göz çukurunun üst dış tarafında yerleşen lakrimal bez ve yardımcı gözyaşı bezleri tarafından salgılanır ve göz yüzeyine gelir. Sürekli olarak göz yüzeyini temizler, düzgün bir optik yüzey ve kayganlık sağlar. Daha sonra gözyaşı kanalı ile burun boşluğuna, oradan da mideye gider. Gözyaşının aşırı salgılanması veya gözyaşı kanalının iyi çalışmaması sonucunda ise gözde sulanma oluşur. Gözyaşı kanalındaki bozukluklara bağlı göz sulanmalarında, öncelikle problemin yerini ve sebebini ortaya çıkarmak gerekir. Kanalın herhangi bir yerinde tıkanma mı var, yoksa kanal sağlam olduğu halde pompa fonksiyonu mu çalışmıyor, burun ile ilgili bir problem mi var? Bozukluk doğuştan mı yoksa sonradan mı olmuş? Hasta ayrıntılı bir şekilde muayene edildikten sonra, duruma göre bazı gözyaşı testleri de yapılarak bu sorulara doğru bir cevap aramak gerekiyor.” dedi.
Göz iltihapları gelişebilir
Gözyaşı kanal tıkanıklığı belirtileri hakkında bilgiler veren Gökmen, “Bu hastalarda gözde aşırı sulanma ve çapaklanma olur. Bazen görmeyi bile bulanıklaştırabilir. Kirpiklerde yapışma, sürekli gözyaşını silmeye bağlı gözde kızarıklık olabilir. Bazen gözyaşı kesesinde ve burun kökünde şişme ve kızarıklık görülebilir. Kanal düzgün çalışmadığı için çok sık göz iltihapları gelişir. Bu yüzden tedavi edilmesi göz sağlığı açısından önemlidir.” şeklinde konuştu.
İki gruba ayrılıyor
Tedavi bakımından, hastaları doğumsal veya sonradan oluşmuş kanal tıkanıklıkları olarak ayırmak gerektiğini söyleyen Gökmen, “Bu iki grup tamamen ayrı yaklaşımlar gerektirir. Doğumsal olanların bir kısmı, göz sağlığına zarar gelmeden, masaj gibi bazı yöntemlerle ameliyatsız olarak düzelebilir. Ancak buna muayene ile karar verilir. Çocuğun yaşına ve hastalıkla ilgili özelliklere göre yapılacak tedavi ve ameliyat şekline karar verilir. Yetişkinlerde ise çoğu hastada ameliyat gerekir. Çeşitli teknikler olmakla beraber esas olarak yapılan işlem, kanalın tıkalı olduğu yerden önce burun boşluğuna açılan başka bir yol oluşturmak şeklindedir. Çocuklarda genel anestezi şarttır. Yetişkinlerde ise hastanın tercihine göre, hem genel, hem lokal anestezi altında uygulanabilir.