Grip ve nezleyi birbirine karıştırmayın
Soğuk kış mevsiminde kapalı ortamlarda geçirilen zamanın artması nedeniyle grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi bulaşıcı hastalıklar daha sık görülüyor. Liv Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Aslı Çurgunlu “Nezle veya soğuk algınlığı; hapşırık, burun akıntısı veya burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, öksürük, yüz ve alın bölgesinde dolgunluk hissi gibi belirtilerle ortaya çıkar, genelde ateş görülmez. Grip ise daha ağır şikayet ve bulgularla seyreder, Ateş, şiddetli halsizlik, kas ağrıları, baş ağrısı, öksürük gibi şikayetler vardır” diyor. Liv Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Aslı Çurgunlu nezle ve gripten korunma yollarını anlattı.
Grip ağır şikayetler yapar
Nezle veya soğuk algınlığı; hapşırık, burun akıntısı veya burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, öksürük, yüz ve alın bölgesinde dolgunluk hissi gibi belirtilerle ortaya çıkan üst solunum yollarının viral enfeksiyon hastalığıdır. Erişkinlerde genelde ateş görülmez. Bir hafta sonra şikayetler azalır. Grip ise daha ağır şikayet ve bulgularla seyreden bir enfeksiyondur. Hastalarda ateş, şiddetli halsizlik, kas ağrıları, baş ağrısı, öksürük gibi şikayetler vardır. Yine grip infeksiyonunda boğaz ağrısı, nezle, burun akıntısı veya tıkanıklığı gibi bulgular da görülebilir. Gribal enfeksiyonlarda korkulan tablo hastalarda sinüzit, orta kulak iltihabı, zatürre gibi komplikasyonların ortaya çıkmasıdır.
Yeterli miktarda su tüketin: Havaların soğuması ile azalan sıvı tüketiminizi arttırmayı ihmal etmeyin. Çay, kahve gibi içecekler suyun yerini tutmazlar ve hatta vücudunuzun ihtiyaç duyduğu su gereksiniminin artmasına bile neden olurlar. Bu sebeple, su içmek için susamayı beklemeyin. Her gün 10-12 bardak su içmeye özen gösterin ve bunu 4 mevsim alışkanlık haline getirin.
Hijyen-el hijyeni: Nezle ve gribin bullaşmasını önlemede sık sık sabun ve suyla el yıkamak, enfekte materyele değdikten sonra elin ağız, burun gibi baş bölgesine götürülmesinden önce yıkanması bulaşmayı önlemede çok önemlidir.
Meyve ve sebze yemeye özen gösterin: Mevsimine göre pazara çıkan taze sebze-meyveyi yeterli miktarda ve çeşitlendirerek tüketin. İçinde bulunduğumuz sonbahar ile beraber doğal olarak sebze ve meyve çeşitleri azalmış olsa da bu dönemde çıkan ürünler bağışıklık sistemimizin güçlenmesine katkı sağlayacaktır. Patlıcan, havuç, ıspanak, taze fasulye, kırmızıbiber, karnabahar, kereviz, portakal, nar, greyfurt, ayva, armut, elma, kivi gibi sebze ve meyveleri sofralarınızdan eksik etmeyin.
Haftada 3 kez balık tüketin: Bağışıklık sisteminiz için yeterli Omega-3 alımına özen gösterin. Omega-3 tüketimi bağışıklık sisteminizi güçlendirirken aynı zamanda sizi sonbahar depresyonuna karşı da korur. Haftada 2-3 kez balık yemek ve her gün herhangi bir ara öğününüzde 2 tam ceviz tüketmek sağlığınıza ve mutluluğunuza katkı sağlayacaktır. Eğer yeterli düzeyde Omega-3 alımınız yoksa uzman bir hekimin önerisi ile Omega-3 takviyesi alabilirsiniz.
Stresten uzak durun ya da stresi yönetmeye çalışın: Stresliyken vücut stresi yok edebilmek için maddeler üretir ve dengesini şaşırır ve immün sistemde çöküş meydana gelir. Bu nedenle stres dönemlerinde hepimiz daha sık hasta oluruz.
Güne güzel bir kahvaltı ile başlayın: Her yeni güne düzenli yapılan bir kahvaltı ile başlamak çok önemli. Özellikle kahvaltıda kaliteli proteinlerin yer aldığı yumurta, peynir gibi besinler tabağınızda bulunmalı.