Her 4 kadından biri meme kanseri!
Dünyada her yıl kansere bağlı 8.8 milyon ölüm gerçekleşmekte ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde bu rakamın yılda 14 milyona yükselmesi beklenmektedir. Kansere bağlı ölüm oranlarındaki artışa dikkat çekmek için, Dünya Kanser Kontrol Örgütü (UICC) 3 yıl sürecek “Bu benim ve ben bunu yapacağım” kampanyası başlattı. Kampanya ile bireysel olarak atılan adımların önemine ve kanserin toplumların geleceğini etkileme gücüne dikkat çekmek amaçlanıyor.
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Doç.Dr. Mustafa Tözün, 4 Şubat Dünya Kanser Günü için yaptığı açıklamada, beraberinde getirdiği sağlık sorunlarının yanı sıra, maddi ve manevi yönden uzun süreli mücadele gerektiren kanserin önlenebilir bir hastalık olduğunu söyledi.
Erkeklerde prostat, kadınlarda meme kanseri
Ülkemizde her yıl yaklaşık 96.200 erkek ve 67.200 kadının kanser teşhisi aldığının tahmin edildiğini aktaran Doç.Dr. Mustafa Tözün, erkeklerde en sık akciğer ve prostat kanserinin; kadınlarda ise her 4 kadından birinde ortaya çıkan meme kanserinin görüldüğünü bildirdi.
Doç.Dr. Mustafa Tözün, “Hem erkeklerde hem de kadınlarda ise bağırsak (kolorektal) kanseri üçüncü en sık görülen kanser türüdür. Çocukluk çağı kanserlerinde ise en sık lösemi görülmektedir. Yakın zamanda yapılan bir çalışmaya göre sekiz yaygın kanser için- mesane, barsak, meme, servikal, rahim, malign melanom, yumurtalık ve testis kanserleri- erken teşhis edildiğinde sağ kalım üç kat daha yüksektir. Ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü tarafınca önerilen her üç kanser için yani meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir. Bu nedenle ülke genelinde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurulmuştur.” dedi.
Kanser Önlenebilir Bir Hastalıktır!
İKÇÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr.Tözün, kanserin %90 çevresel, %10 genetik faktörlere bağlı oluştuğundan sağlıksız yaşam alışkanlıklarının değiştirilmesiyle kanserlerin üçte birinden fazlasının gelişiminin engellenebildiğini kaydetti.
Doç.Dr.Tözün,” Alkolden ve tütün mamullerinden uzak durmak, sağlıklı beslenmek (yeterli miktarda meyve ve sebze ile lifli gıda tüketimi), ideal vücut ağırlığını korumak ve düzenli olarak fiziksel aktivite yapmak (her gün 30-40 dk yürüyüş) kanserden korunmada oldukça önemlidir. Tütün kullanımı en önemli önlenebilir kanser nedenidir. Akciğer kanseri ölümlerinin % 71’ini ve tüm kanser ölümlerinin en az % 22’sini oluşturur. Ağız kanserleri, akciğer, karaciğer, mide, barsak ve yumurtalık kanseri gibi 15 farklı türdeki kansere ve bazı lösemi türlerine neden olduğu bulunmuştur. Alkol tüketiminin sınırlandırılması, ağız, yutak, gırtlak, yemek borusu, barsak, karaciğer ve meme kanseri riskini azaltır. Güneşten gelen ultraviyole radyasyonuna maruz kalmaktan ve solaryumlardan kaçınmak, cilt kanserlerinden korunmaya yardımcı olur. Sağlıklı kiloyu korumak ve günlük yaşamın bir parçası olarak fiziksel aktivite yapmak barsak, meme, rahim, yumurtalık, pankreas, yemek borusu, böbrek, karaciğer, ilerlemiş prostat ve safra kesesi kanserlerini içeren on kanser türü riskini azaltmaya yardımcı olur.” diye konuştu.
Tedavi bittikten sonra bile devamlı kontrol!
Kanser hastalarının tedavi bittikten sonra fiziksel ve duygusal olarak desteklenmesine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Asya Babaoğlu ise, maddi ve manevi yönden uzun süreli mücadele gerektiren kanserin devamlı şekilde gündemde tutulmasına vurgu yaptı. Dr.Öğr.Üy. Babaoğlu, “Kanser hastalığı olanların deneyimlerini paylaşması, karar vericilerle iletişim kurması ve destek gruplarına katılması; tedavileri sırasında ve sonrasında iş hayatına ve günlük aktivitelerine mümkün olduğunca devam etmesi oldukça önemlidir. Kanser hastalarına karşı damgalanma ve ayrımcılığa yol açan söylemlerin karşısında olmak, kanser ölümlerini azaltmak ve hastalar için daha iyi bir yaşam kalitesi sağlamak için gerekli politik düzenlemeler konusunda talep edici olmak bizlere düşen en önemli görevler arasındadır.” şeklinde konuştu.