İşitme kaybında en kritik dönem ilk 2 yaş

Acıbadem Fulya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Dilaver Özturan, çocuk kapı zili ve telefon gibi çevresindeki seslere karşı tepki göstermiyorsa, ilk çağrıya yanıt vermiyorsa, kendi akranlarının kullandığı sesleri veya dili kullanmıyorsa dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

Acıbadem Fulya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Dilaver Özturan, çocuk kapı zili ve telefon gibi çevresindeki seslere karşı tepki göstermiyorsa, ilk çağrıya yanıt vermiyorsa, kendi akranlarının kullandığı sesleri veya dili kullanmıyorsa dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Seslere karşı tepki göstermeyen çocukta sorunların altında yatan nedenin tedavisinde geç kalındığında kalıcı hale dönüşebilen işitme kaybı olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Dilaver Özturan, “Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre dünyada 32 milyon, ülkemizde de 2 milyon 200 bin çocukta işitme kaybı mevcut. Her hastalıkta olduğu gibi çocuklarda gelişen işitme kaybında da erken teşhis çok önemli. Bunun nedeni ise çocukların konuşma fonksiyonlarının büyük bir bölümünün ilk 2 yaşta büyük ölçüde tamamlanması. Dolayısıyla bu dönemde tespit edilemeyen işitme kaybı çocuğun konuşma ve dil gelişimini olumsuz yönde etkilemek gibi düzeltilmesi çok zor olan problemlere yol açabiliyor. Bunun sonucunda çocuk eğitim ve sosyal hayatında akranlarından geri kalabiliyor ve psikolojik sorunları olan, uyumsuz bir bireye dönüşebiliyor. Erken teşhis sayesinde ise çoğu işitme kaybının kalıcı hale dönüşmesi önlenebiliyor ve çocuğun normal işitme seviyesine kavuşması sağlanabiliyor. Bu nedenle her çocuğun yenidoğan döneminde ve okul öncesinde kulak muayenesi ile işitme testinden geçmesi gerekiyor. Ayrıca çocukta gözlenen belirtilerin ihmal edilmemesi de erken teşhiste büyük önem taşıyor. Çocuklarda işitme kaybı basit bir kulak muayenesinin ardından işitme testleriyle kolaylıkla tespit edilebiliyor” şeklinde konuştu.

Dikkat edilmesi gereken belirtiler
Prof. Dr. Özturan, çocukta dikkat edilmesi gereken belirtileri şöyle sıraladı:
“Yenidoğanda (doğumdan 6 aya kadar) beklenmedik yüksek bir sese karşı hareket ederek, ağlayarak veya herhangi bir şekilde yanıt vermiyorsa, gürültüde uyanmıyorsa, sesin geldiği yöne doğru başını çevirmiyorsa, ses ile sakinleşmiyorsa, 6-12 ay arasında sorulduğu zaman tanıdık bir kimseyi veya nesneyi göstermiyorsa, saçma sapan bile olsa ses çıkarmıyorsa, 12 aylıkken el salla veya ellerini çırp gibi basit ifadeleri anlamıyorsa, 13 ay ve 2 yaş arasında yumuşak bir sesin geldiği yöne ilk çağırışta bakmıyorsa, çevredeki seslere karşı tepki göstermiyorsa, ilk çağrıya cevap vermiyorsa, sesin nereden geldiğini bulamıyorsa, kendi yaşıtlarının kullandığı sesleri veya dili kullanmıyorsa, televizyonu normal sesle dinlemiyorsa ve sürekli televizyonun yakınına gidiyorsa, anlamada ve kelime kullanmada sürekli bir gelişim göstermiyorsa altta yatan neden işitme kaybı olabilir.”

“İşitme kaybı, doğumsal ve sonradan gelişenler olarak ikiye ayrılıyor”
Çocuklarda işitme kaybının doğumsal olanlar ve sonradan gelişenler olmak üzere ikiye ayrıldığını belirten Prof. Dr. Özturan, “Genler yoluyla ebeveynlerden bebeğe geçen rahatsızlıklar, hamilelik sırasında annenin geçirdiği kızamık veya metabolik hastalıklar ile bilinçsiz ilaç tüketimi, bebeğin iç kulağındaki işlevsel bozukluklar gibi etkenler, doğumsal faktörlerden bazılarını oluşturuyor. Sonradan gelişen işitme kaybı nedenlerini ise kızamık, kabakulak, rubella ve menenjit gibi enfeksiyon hastalıkları, orta kulak iltihabı, geniz eti büyümesi ve alerjik reaksiyonlara bağlı kulakta sıvı birikmesi çocuklarda çok sık rastlanan işitme kaybı nedenlerinden. Dış kulak yolunun kirle tıkanması, kafa travmaları, yenidoğan sarılığı, aşırı gürültülü ortamlar da işitme kaybıyla sonuçlanabilen diğer önemli etkenler arasında yer alıyor” açıklamasını yaptı.

“Tedavi, altta yatan nedene göre belirleniyor”
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Özturan, tedaviden başarılı sonuç alınabilmesi için de işitme kaybının sebebini ve tipini tespit etmenin çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Tedavi, altta yatan nedene göre belirleniyor. İşitme kayıplarının büyük bir kısmı kulağın temizlenmesi ya da yabancı cismin çıkarılması, ve ilaç tedavisi gibi basit yöntemlerle ortadan kaldırılabiliyor. Orta kulakta sıvı olması (zamklı kulak) gibi bazı durumlarda sorun basit cerrahi yöntemle düzeltilebiliyor. Erken teşhis edildiğinde doğuştan ya da sonradan ortaya çıkan iç kulak tipi kayıplarda işitme cihazı, bionik kulak (koklear implant) ve özel eğitim ile rehabilitasyon sayesinde çocuğun ileride karşılaşabileceği sosyal ve eğitim sorunlarının önüne geçilebiliyor” diye konuştu.