Koku alamıyorsanız, Parkinson olabilirsiniz
Anadolu Sağlık Merkezi Nörolojik Bilimler Direktörü Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, genelde 65-70 yaşlarında ortaya çıkan Parkinson hastalığının genç yaşlarda da ortaya çıkabileceğini açıkladı. Belirtilerinden biri de koku alma duyusundaki zayıflama
Parkinson hastalığının en önemli bulgusunun hareketin yavaşlaması olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Nörolojik Bilimler Direktörü Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “İkinci bulgu titreme. Özellikle dinlenme sırasında görülen titremelere dikkat edilmesi gerekir. Üçüncü bulgu kol ve bacakta ‘katılık’ olarak tanımlanan sertlik meydana gelmesi. Hastalar sıradan hareketleri daha zor yapar, kolunu bacağını kullanırken zorlanır. Son bulgu ise denge sorunları. Parkinson hastaları maalesef çok sık düşerler” dedi.
Parkinson hastalarına hareketli olmalarını tavsiye eden Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “Parkinson hastaları yürüyüşler yapmalı, günlük işlerini kendileri yapmaya gayret etmeli ve hareketli olmalı. Yoga, Tai Chi gibi denge egzersizleri de hastalığın ilerlemesini yavaşlatmada faydalı. Hareketle ilgili bir hastalık olduğu için hastalar hareket etmekten kaçınıyor. Ancak biz tam tersini yapmalarını söylüyoruz. Yaşam kaliteleri hareket ettikçe yükselir” diye konuştu.
Parkinson hastalığının seyri ve tedavi aşamasında hastaların halüsinasyon görebildiğini de belirten Prof. Dr. Kütükçü, “Parkinson hastalarının diğer halüsinasyon görenlerden farkı, halüsinasyon gördüğünün farkında olması. Halüsinasyonlar çok hafif başlayıp sonrasında hastayı çok rahatsız edecek noktaya kadar gidebiliyor. Ayrıca tansiyon düşüklüğü görülebiliyor. Ayağa kalkınca baş dönmeleri, düşmeler olabiliyor. Bu yüzden tansiyonları kontrol altında olmalı” dedi.
Parkinson hastalarına ilaç tedavisi uygulandığını belirten Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, şu bilgileri verdi; “6 grup ilacımız var, onları kullanıyoruz. İleri evre hastalarda beyin pili dediğimiz bir yöntem de uygulayabiliyoruz. Bu yöntemde, beyinde Parkinson ile alakalı çekirdeklere elektrot yerleştirip, dışarıdan bu elektrotu uyararak şikayetlerini gidermeye çalışıyoruz. Beyin piliyle bu hastaların titreme ve yavaşlık gibi şikayetleri çok azalıyor, yaşam kaliteleri yükseliyor. Ayrıca ileri evre hastalarda bağırsaktan verdiğimiz bazı ilaçlar da var. Parkinson kronik ve uzun süreli bir hastalık. Devamlı doktor kontrolünde olunması gerekiyor. Her evrede hem hastalıkla hem ilaçlarla ilgili ortaya çıkan yeni bulguları değerlendirip tedaviyi düzenlemek gerekiyor. Parkinson ile ilgili çalışmalar çok fazla. Parkinson aşısı ve eksik dopamin üreten hücrelerin beyne tekrar verilmesi gibi kök hücre çalışmaları üzerinde çalışılıyor. Kök hücrelerle beynin tekrar dopamin üretmesi amaçlanıyor. Ayrıca hastalığın seyrini durdurmakla ilgili çalışmalar sürüyor. Önümüzdeki 10-15 sene içerisinde bu konu ile alakalı çok önemli çalışmalar olacağını düşünüyorum.”
Parkinson hastalığının ileri yaş ve genetik gibi engellenemeyecek risk faktörlerinin bulunduğunu, bunun yanı sıra kuyu suyu kullanımı gibi çevresel etkenlerin de önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “Özellikle tarım ilaçları ve böcek ilaçlarına maruz kalmanın Parkinson’a neden olabileceği söyleniyor. Ayrıca demir, alüminyum, manganez gibi ağır metalleri yüksek dozda alanlarda Parkinson daha fazla görülüyor. Kafa travmasının da Parkinson’a yol açabileceğine dair çalışmalar var” diye konuştu.