" Mevsim değişiklikleri böbrek hastalıklarını arttırıyor!"

Hindistan'da ve ABD'de yapılan araştırmalar sonucunda, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın böbrek hastalıklarına neden olabileceğine ilişkin bulgular edinildi. Orta Amerika'da görülen böbrek hastalığı sonucu ise 10 yıllık bir süreçte 20.000 kişinin hayatını kaybetmesi Hindistan'ın yanı sıra birçok tropikal bölgede alarm veriyor.

Hindistan’da ve ABD’de yapılan araştırmalar sonucunda, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın böbrek hastalıklarına neden olabileceğine ilişkin bulgular edinildi. Orta Amerika’da görülen böbrek hastalığı sonucu ise 10 yıllık bir süreçte 20.000 kişinin hayatını kaybetmesi Hindistan’ın yanı sıra birçok tropikal bölgede alarm veriyor.

Küresel ısınma geçen yüzyılda dünyada sıcaklığı 0,8°C arttırmış ve aşırı sıcaklık sonucu ortaya çıkan hastalıkların % 75’ine neden olmuştur.  Sıcak dalgaları, uzun süreli devam eden 40°C’ye çıkan sıcaklıklar veya bir bölgede normal sıcaklık sınırlarının üstünde 5-6°C’lik artışlardır.

“Kremalı ve aromalı soğuk kahveler, gazlı ve şeker ilave edilmiş içecekler vücudun sıvı ihtiyacını karşılamadığı gibi şeker dengesini de bozabilir!”

Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’nin de küresel ısınma ve mevsim değişikliklerinden nasibini aldığını belirten Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk; “Dünyanın farklı noktalarında yapılan araştırma sonuçları gösteriyor ki, her bir mevsimin olması gerektiği gibi yaşandığı günler artık geride kaldı. Özellikle İstanbul gibi hava sıcaklığına nemin eşlik ettiği bölgelerde aşırı terleme ile vücuttan çok fazla sıvı kaybediyoruz. Normal şartlar altında kişi başına günlük sıvı tüketimi 2-2,5 litre olması gerekirsen aşırı sıcak ve egzersiz sonucu bu miktarın 3-3,5 litreye çıkarılması gerekebiliyor. Oysa günlük hayattaki sıvı tüketimimizde bu ölçülerin yarısına bile yaklaşamadığını çoğu zaman fark etmiyoruz. Yaşlılarımızda ise bu sorun daha yaygın. Bu durum ne yazık ki böbrek sağlığını olumsuz etkiliyor. Susuzluğu gidermek ve vücudun sıvı ihtiyacını karşılamak için su, ayran, maden suyu, açık çay gibi içecekler mutlaka tüketilmelidir. Gazlı içecekler, şeker ilave edilmiş meşrubatlar, kremalı ve aromalı soğuk kahveler ise anlık bir ferahlık sağlamakla birlikte hem vücudun şeker dengesini bozar, hem de düşünüldüğü gibi vücudun sıvı ihtiyacını gidermez” diyor.

Bir grup bilim insanının bir araya gelerek yaptığı çalışma, rahatsız edici bir gerçeği ortaya çıkarıyor: İnsanlık, tarihinde ilk defa küresel ısınmanın yol açtığı bir salgına tanıklık ediyor olabilir. Hindistanlı araştırmacılar ülkenin bazı kesimlerinde aşırı sıcakların ve buna bağlı susuzluğun neden olduğu nefropati (böbrek çalışmazlığı) konusunda uzun zamandır çalışmalar yürütüyorlar.

Belli bölgelerde risk faktörlerinden şeker hastalığı, yüksek tansiyon, obezite gibi sağlık sorunları olmayan bireylerde dahi böbrek hastalıkları görülmesi, araştırmaların ürkütücü sonuçlarından.

“Su tüketimini keyifli hale getirmek için limon, nane yaprağı veya meyve taneleri iyi birer alternatif”

TBV Başkanı Timur Erk; “Dünyada izlenen iklim değişikliğinden nasibini alan ülkemizde de havaların beklenenden sıcak geçtiği bu dönemlerde ilki sabah kalkınca oda sıcaklığında bir bardak suyla başlamak üzere günlük sağlıklı sıvı tüketimi alışkanlıklarına daha fazla özen gösterilmesi yerinde olacaktır. Böbreklerin sağlıklı çalışması için sıvı tüketimi alışkanlığının mutlaka edinilmesi ve sürdürülmesi gerekir. Su içmeyi keyifli hale getirmek için suya limon, taze zencefil, nane yaprağı, meyve taneleri ve çubuk tarçın eklenebilir” diyor.

 

2015 yılında Hindistan’ın Andhra Pradesh Eyaleti’nde meydana gelen sıcak dalgasında bir ay içerisinde 1400 çiftçinin aynı nedenlerle öldüğü belirlenmiş. Bazı tarım çalışanları, vücut ağrılarını gidermek için ilaçlar içtiklerini söylemişledir ki, özellikle ağrı kesicilerin böbrekler üzerindeki yükü arttırdığı bilinmektedir.

Kürsel ısınmanın böbrekler üzerindeki etkisi yavaş yavaş ortaya çıkıyor!

Araştırmacılar, böbrekler üzerindeki etkinin hemen ortaya çıkmadığını, sıcaktan dolayı her geçen gün böbrek hasarının ve kas yıkımının adım adım geliştiğini söylemişlerdir. Görünüşlerine bakıldığında sağlıklı ve genç insanlarda ortaya çıkan bu sorunu küresel ısınma bağlamında ele almak,  araştırmacıların gündemine belli bir süre sonra gelmiş.