"Yüzde 75'i haberdar"
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Bölümü akademisyenlerince, Dünya AIDS Günü etkinleri çerçevesinde bir panel düzenlendi.
HIV/AIDS hakkında merak edilenlerin aktarıldığı panelin Moderatörlüğünü, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tözün’ün üstlenirken; İKÇÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Asya Babaoğlu ile Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji’den Dr. Öğretim Üyesi Atakan Nemli tarafından önlenebilir bir hastalık olan HIV /AIDS ile mücadelenin en etkili yolunun korunma önlemlerini uygulamak olduğu vurgulandı.
İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri, Aile Sağlığı Merkezi hekimlerinin de katılım gösterdiği panel öncesinde, Halk Sağlığı AD öğretim üyesi Doç.Dr.Kaan Sözmen danışmanlığında kurulan bilgilendirme standında İntern doktorlar ve asistanlar gençlere AIDS hakkında hazırlanan broşürleri dağıttı.
Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) 2017 yılı raporunda yer alan son AIDS verilerini katılımcılara aktaran Doç. Dr. Mustafa Tözün, tüm dünyada; HIV+ bireylerin %75’inin durumundan haberdar olduğunu, durumunu bilenlerin %79’unun tedavi aldığını, tedavi alanlardan yüzde 81’inde virüsün baskılanabildiğini söyledi.
Doç. Dr. Mustafa Tözün, “90-90-90 hedefine göre 2020 yılına kadar; HIV+ bireylerin yüzde 90’ının durumunu bilmesi, yüzde 90’ının tedaviye ulaşması, tedavi görenlerin %90’ında virüsün baskılanabilmesi amaçlanmaktadır.” dedi.
“Tüm yaş gruplarında görülebiliyor.”
İKÇÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Asya Babaoğlu ise HIV/AIDS’in geçiş yolları itibariyle tüm yaş gruplarında görülebildiğini belirtti. Bulaşma yolları hakkında bilgilendirmelerde bulunan Dr. Öğretim Üyesi Babaoğlu, “AIDS, korunmasız cinsel temas, ortak paylaşılan enjektörler, damar içi madde kullanımı, kan transfüzyonu gibi yollarla ve gebelik ya da doğum sırasında anneden bebeğe bulaşabilen bir hastalıktır. AIDS ile mücadelenin en etkili yolu, korunma önlemlerini uygulamaktır. Tek eşliliğin yanı sıra, riskli cinsel temasta doğru kondom kullanımı, hastalığın cinsel yolla bulaşmasına karşı en güvenli ve basit korunma yollarıdır.” diye konuştu.
“HIV, 6-13 yıl hiçbir belirti vermeyebilir.”
HIV enfeksiyonunun vücuttaki seyri hakkında konuşan İKÇÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Dr. Öğretim Üyesi Atakan Nemli ise hastalarda ilk çoğalma dönemi olan ilk 6 hafta içinde soğuk algınlığı ya da grip hastalığındakine benzer belirtiler görülebildiğini kaydetti. Dr. Öğretim Üyesi Nemli, ”Bu dönemde görülen belirtiler ve klinik bulgular, HIV infeksiyonuna özgü değildir ve değişkendir. Hastalarda grip benzeri belirtiler görülebilir. Daha sonra (6-12 hafta) HIV'e karşı antikorlar gelişmektedir. Antikorlar hastalığın teşhisi açısından önemlidir. HIV enfeksiyonu, 6-13 yıl hiçbir belirti vermeyebilir. Ancak kişi bulaştırıcıdır.”dedi.
“Hasta, uygun tedavi ile evlenip çocuk sahibi olabilir.”
Tanı ve tedavi hakkında da konuşan Dr. Öğretim Üyesi Nemli, “Tanı konması halinde virüsün çoğalmasını kontrol eden ilaçlar enfeksiyonu baskılayarak kişinin bağışıklık sistemini korur. HIV’li bireyler, uygun tedavi ile uzun yıllar kaliteli bir yaşam sürebilir. Hatta, evlenip çocuk sahibi olabilir. Ülkemizde HIV+ kişilerin ilaçları ve tedavileri, sosyal güvence kapsamında karşılanmaktadır. Temas şüphesi varlığında veya riskli davranışlarda bulunulduysa aile hekimlerine başvurularak ücretsiz test yapılabilir. HIV pozitifliğinin, Sağlık Bakanlığına bildirilmesi zorunludur. Ancak bunun nedeni kişisel bilgilerinizi almak değil, istatistik oluşturarak genel durumu belirlemektir. Dolayısıyla bu bildirimler, isminizi vermeksizin, kodlama yapılarak gerçekleştirilir. Bu bilgi yalnızca Sağlık Bakanlığına aktarılır.” dedi.