Zorbalığa Maruz Kalmak Yeme Bozukluğuna Sebep Olabilir
Günümüzde birçok kişinin maruz kaldığı beden şekli ve kilosu üzerinden eleştirilmek, bedeni üzerinden utandırılmak, yeme bozukluklarının tetiklenmesinin yanı sıra, birçok psikolojik problemin de ortaya çıkmasında büyük rol oynuyor.
En yaygın görülen yeme bozukluklarından bir tanesinin, aşırı yeme ataklarında alınan kalorilerden kurtulmak için başvurulan ve sağlığı ciddi şekilde tehdit eden kusma, müshil kullanımı gibi telafi edici davranışlarla tanımlanan bulimiya nervoza olduğunu belirten Psikolog Dr. Feyza Bayraktar, yeme ataklarını takip eden kusma veya müshil kullanımının, sanıldığının aksine birçok insanda kilo alımına sebep olduğu gerçeğine açıklık getirdi.
İnsanın beden şekli veya kilosuna dair eleştirilmesi ve zorbalığa maruz kalması, ölümle sonuçlanan, psikolojik kökenli bazı hastalıklara neden olabiliyor. Yeme atakları sonrası, kişinin aldığı kalorilerden kurtulmak ve kilo alımını engellemek amacıyla ciddi sağlık problemlerine yol açabilecek telafi edici davranışlara başvurması ile kendisini gösteren bir yeme bozukluğu türü olan bulimiya nervozanın da, bu hastalıklardan bir tanesi olduğunu belirten Psikolog Dr. Feyza Bayraktar, bu telafi edici davranışların başında kusma, müshil kullanımı ve aşırı egzersizin yer aldığını söylüyor.
“Aşırı yeme ve kusma bağımlılık haline gelir”
Kişinin, genellikle kısa sürede çok miktarda yemek yedikten sonra kilo alma korkusu nedeniyle tükettiği kalorilerden kurtulmak için kendini kusturmaya zorlaması veya müshil etkisi gösteren ilaçlara, bitkilere, çaylara başvurması gibi yöntemler kullanabileceğini belirten Bayraktar, sanıldığının aksine bu tür yöntemlerin, kilo alımı ile sonuçlanabileceğini söylüyor. Bayraktar, ‘’Yeme bozukluklarıyla ilgili yapılan araştırmalar; bir yeme atağı sırasında yaklaşık 5000-30000 kalori alınabileceğini, sindirim ağızda başladığından kusma esnasında alınan kalorilerin en fazla %40’nın çıkarılabileceğini ve yeme atağı-kusma döngüsü sıklığının artmasının zamanla bağımlılık benzeri bir davranış şeklini alarak kilo alımına sebep olabileceğini ortaya koyuyor’’ açıklamasında bulundu.
Yeme bozuklukları hakkında yapılan araştırmalarda, bir diğer telafi edici davranışın sıklıkla kullanılan müshil ilaçlarının olduğunu belirten Bayraktar, müshil kullanımının alınan kalorinin %10’nun dışarı atılmasında rol oynadığından, sanılanın aksine kilo verdirici bir etkisi olmadığını, bunun yanı sıra ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Yeme bozuklukları belirtileri her ne kadar benzerlik gösterse de, her bireyin yeme bozukluğu süreci farklıdır. Yeme bozukluklarının türü ne olursa olsun ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğinden, sürecin bir hekim gözetiminde sürdürülmesi çok önemlidir.”
“Beden şekli ve kiloya yapılan eleştirilere sınır koymayı öğrenmeliyiz”
Başkaları tarafından yapılan beden şekli eleştirileri karşısında, çoğu zaman olumsuz etkilensek de, bunu dile getiremediğimizi söyleyen Bayraktar, “Günümüzde insanların birbirinin beden şekli ve kilosunu eleştirmesi oldukça yaygınlaştı ve ne yazık ki, normalleştirildi. Bu sözlere maruz kalan kişinin, eleştiriyi yapan kişilere karşı bu durumun kendisini nasıl hissettirdiğini söylemesi ve bu davranışı bir daha tekrarlamaması konusunda uyarması, sağlıklı bir sınır koyma biçimi olarak ele alınabilir. Sınır koymaya çalışmak, eleştiriyi yapan kişinin bu davranışının farkında olmadan da olsa, karşısındaki kişiye zarar verebileceğini anlamasına yardımcı olur” açıklamasında bulundu.