Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşayan Nafiye Işık (29), 4 aylık hamileyken bebeğinde hidrosefali olduğunu öğrendi. 12 yaşında bir erkek çocuğa sahip olan Nafiye Işık ve eşi Ayhan Işık (34)’ın bebeklerini yaşatma mücadelesi başladı. İlk doktor aileye bebeğin alınması gerektiğini, yaşamayacağını söyledi. Aile inanmak istemedi ve ayrıntılı ultrason için Aydın’da bulunan yüksek riskli gebelik uzmanına gittiler. Ancak orada da iyi haberle karşılanmadılar. Baba Ayhan Işık doğuma kadar yaşadıkları süreci şöyle anlattı; “Aydın’dan sonra Akdeniz Üniversitesi’ne kadar gittik. Ancak hep bebeğin sorunlu olduğunu, hiç yaşama ihtimali olmadığını, yaşasa bile bitkisel hayatta kalacağını söylediler. Hatta gebelik süresince eşime zarar verebileceğini, sağlığını tehlikeye atabileceğini söylediler. Ama eşim de ben de yılmadık. Bebeği aldırmayı hiç düşünmedik. Bebek 32 haftalık olduğunda anne Nafiye Işık’ın ağrıları arttı, bebeğin kafası normalden büyük olduğu için kaburgalara baskı yapmaya başlamıştı.
9 Ay boyunca bile bile bekledi
Anne Nafiye Işık, yine de bebeğin akciğerlerinin oluşması için bekledi. Nafiye Hanım o günleri şöyle anlattı;“9 ay boyunca bile bile beklemek zor. Vücuduma verdiği ağrı inanılmazdı, kaburgalarım kırılıyor sanıyordum…Geceler boyunca uyuyamadım, hiçbir şey yiyemedim. Ama yine de tüm organlarının tamamlanması için bekledim. Hiçbir zaman ölecek diye düşünmedim. ” Ege Üniversite’sinde gerçekleşen doğumun ardından yenidoğan yoğun bakımda yer olmadığı için yaşamaz denilen bebek İzmir Özel Can Hastanesi’ne sevk edildi.
Can Hastanesi yenidoğan yoğun bakım servis sorumlusu Dr.Cem Çiçek ve ekibi, tarafından tedaviye alınan bebek kısa sürede olumlu gelişmeler kaydetti. Kilo almaya başlayan Yağmur Meva, hastaneye geldiğinde opere edilemez haldeyken, bakım sayesinde operasyona hazır hale geldi. İzmir Özel Can Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op.Dr.Alper Ergin, şant takmak için aileden izin alarak, operasyonu gerçekleştirdi. Yaşama ihtimali çok düşük görülen Yağmur Meva, 35 günlük yoğun bakım sürecini sağlıkla tamamlayarak, kafatasında 5,5 cm.lik küçülmeyle taburcu oldu.
Yenidoğan Sorumlusu Çocuk Hastalıkları Uzmanı Cem Çiçek, bebeğin ilk çekilen beyin emarında sadece su varken, bugün beyin dokusunun görülmeye başladığını söyledi. Konuyla ilgili bilimsel makale yazacağının da altını çizen Dr.Çiçek, “Bebek bize solunum sıkıntısı ve hidrosefali nedeniyle geldi. Yenidoğan yoğun bakım servisine geldiğinde nefes alamıyordu, makineye bağlıydı. Ayrıca hidrosefali nedeniyle sıvı birikmesine bağlı kafada büyüklük vardı. Tedaviden bir hafta sonra makineden kurtuldu ve hidrosefali nedeniyle beyin cerrahisi ile görüştük. Tetkiklerde, beyin dokusu olmadığı için yaşama ihtimalinin çok zor olduğu söylendi. Ancak buradaki muayenelerimizde bebeğin bizle olan iletişimi bizi umutlandırdı, tekrar beyin cerrahisi ile görüştük ve hocamız ameliyatı planladı. Ameliyat başarılı geçti, bebeğin durumu da düzeldi. ‘Yaşamaz’ denilen bebeği taburcu ettik” diye konuştu.
“Yağmur Meva literatüre girebilir”
Şant ameliyatını gerçekleştiren Beyin Cerrahı Op.Dr.Alper Ergin ise, ameliyat öncesi aileye tüm risklerin olduğunu söylediklerini belirterek, buna rağmen ailenin izniyle gerçekleşen operasyonun son derece başarılı geçtiğini anlattı. Yağmur Meva’nın ilk geldiğinde beyin dokusunun bile olmadığına dikkat çeken Dr.Ergin, 12 günlük bir sürede bebeğin kafatasındaki küçülmenin gözle de fark edilebilir olduğuna ve bebeğin beslenme, motor hareketlerinde ölçülebilir ilerlemeler olduğunu söyledi. Kısacası beyinde su toplaması olarak bilinen hidrosefali hastalığının, beyin ve omuriliği saran sıvının anormal olarak birikmesi olduğunu anlatan Dr.Ergin,
“Op. Dr. Ergin, şunları söyledi:
“İncelemelerimize göre çok az miktarda beyin dokusu vardı, geneli hidrosefaliye bağlı beyin omurilik sıvısı doluydu. İlk başta yaşayacağına dair inancımız yoktu. Yoğun bakımda takip edip birkaç gün içerisinde kaybederiz diye düşünüyorduk ama öyle olmadı. Bir ayı geçti. Her şey yolunda gidiyor. Baş çevresinde 5 santimetre küçülme de var. Beyin dokusu çok azdı. Sadece alın bölgesinde çok az miktarda var. Onun dışında ne ventriküller var, ne kollarımızı bacaklarımızı hareket ettirmeye yarayan bölgeler var. Tamamı su içinde ama bunu çok güzel tolere etti. Geldiğinden beri kolları bacakları oynayan bir bebekti. Bu çok az rastlanılan bir olay. Meslek hayatımda ilk kez böyle bir durumla karşılaşıyorum. Muhtemelen literatüre girecektir. Takibimiz devam edecek. Bu süreci adım adım yürüteceğiz” dedi.
YORUMLAR