"Nüfusun Yüzde 15’inden Fazlası Böbrek Hastası"

İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Böbrek Vakfı Tıbbi Koordinatörü Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, çağımızın sağlık sorunu olan böbrek yetmezliği ve organ bağışıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.Böbreklerin karaciğerle beraber vücuttaki toksik maddeleri temizleyen iki organdan biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sever, gün içerisinde metabolizma sırasında ortaya toksik artık madde çıktığını ve bunların vücutta kalmaları durumunda sebep olacakları zararlı etkileri engellemek için böbreklerin idrar yoluyla toksik maddeleri vücuttan dışarıya attıklarını belirtti. Ayrıca böbreklerin çok sayıda hormon salgıladığını da vurgulayan Prof. Dr. Sever, bu hormonlar sayesinde kanımızın normal seviyelerde seyrettiğini söyledi.“Böbrek Yetmezliği Tüm Dünyada Yaygın Bir Sorun”

"Nüfusun Yüzde 15’inden Fazlası Böbrek Hastası"

İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Böbrek Vakfı Tıbbi Koordinatörü Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, çağımızın sağlık sorunu olan böbrek yetmezliği ve organ bağışıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.Böbreklerin karaciğerle beraber vücuttaki toksik maddeleri temizleyen iki organdan biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sever, gün içerisinde metabolizma sırasında ortaya toksik artık madde çıktığını ve bunların vücutta kalmaları durumunda sebep olacakları zararlı etkileri engellemek için böbreklerin idrar yoluyla toksik maddeleri vücuttan dışarıya attıklarını belirtti. Ayrıca böbreklerin çok sayıda hormon salgıladığını da vurgulayan Prof. Dr. Sever, bu hormonlar sayesinde kanımızın normal seviyelerde seyrettiğini söyledi.“Böbrek Yetmezliği Tüm Dünyada Yaygın Bir Sorun”

29 Şubat 2016 - 18:06

İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Böbrek Vakfı Tıbbi Koordinatörü Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, çağımızın sağlık sorunu olan böbrek yetmezliği ve organ bağışıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.Böbreklerin karaciğerle beraber vücuttaki toksik maddeleri temizleyen iki organdan biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sever, gün içerisinde metabolizma sırasında ortaya toksik artık madde çıktığını ve bunların vücutta kalmaları durumunda sebep olacakları zararlı etkileri engellemek için böbreklerin idrar yoluyla toksik maddeleri vücuttan dışarıya attıklarını belirtti. Ayrıca böbreklerin çok sayıda hormon salgıladığını da vurgulayan Prof. Dr. Sever, bu hormonlar sayesinde kanımızın normal seviyelerde seyrettiğini söyledi.“Böbrek Yetmezliği Tüm Dünyada Yaygın Bir Sorun”

Türkiye’de yakın zaman önce yapılmış 10 binden fazla erişkin içeren bir saha çalışmasında, nüfusun %15’inden fazlasında böbrek hastalığı olduğunun tespit edildiğini belirten Prof. Dr. Sever, “Hastalığın ilerlemesiyle ‘son dönem böbrek yetersizliği’ ortaya çıkar; bu hastaların hayatta kalabilmesi için böbrek nakline veya diyaliz ihtiyaç vardır. İstatistiklere göre şu anda Türkiye’de, 70 bine yaklaşan diyaliz hastası var ve bu hastaların bir kısmı böbrek nakli adayı” şeklinde konuştu.

Böbrek hastalığının bütün dünyada çok yaygın bir sağlık sorunu olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Sever, Amerika ve diğer batı ülkelerinde hastalığın yüzde 13-14 civarında olduğunu, Türkiye’de ise yüzde 15’in üzerinde olduğu söyledi. Prof. Dr. Sever hastalığın Türkiye’de daha yaygın oluşunun ardındaki nedeninin sağlıksız beslenme ve çok fazla tuz tüketimi olduğunun altını çizdi.

“Hastalığın Beş Evresi Var”

Prof. Dr. Sever, böbrek hastalığını beş evreye ayırdıklarını belirterek şunları söyledi: “Birinci evrede hastalık olduğu halde böbrekler iyi bir şekilde çalışıyorken, ilerleyen evrelerde giderek böbrek yetersizliğine ait klinik ve laboratuvar bulguları ortaya çıkıyor. En sonuncu evre olan beşinci evredeyse hastalar hayata tutunmak için diyalize veya böbrek nakline ihtiyaç duyuyorlar. İlk evrelerde ilaçla veya diyetle tedavi mümkün olmasına rağmen son evrede daha radikal tedavi şekillerine ihtiyaç duyuluyor.”

“Hastalık Belirti Vermeyebilir”

Hastalığın bazen belirtiler gösterebileceğini, bazense hiçbir belirti vermeyebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Sever, “En sık görülen belirtiler göz kapaklarındaki şişlikler ve kan basıncı. Hastalığın evresi ilerledikçe bu daha şiddetli olur. Çok ileri böbrek yetersizliği olan bazı kimselerdeyse diyaliz aşamasında bile hiçbir sübjektif yakınma olmayabilir” dedi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum