Özel Gözde İzmir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman Akdemir, günümüzde kalp ve damar hastalıklarıyla kanserler gibi kronik hastalıkların, toplumlarının en temel sağlık sorunları arasında yer aldığını belirtti.
Ölüm nedenleri arasında da kalp krizi, felç gibi damar sertliği hastalıklarının öne çıktığını aktaran Prof. Dr. Osman Akdemir, “Kronik hastalıkların özelliklerinden birisi ortaya net bir tek sebep koymanın genellikle mümkün olmayışı. Bu hastalıklardan korunma çabaları, hastalık için risk faktörü olduğu kanıtlanmış durumlarla mücadeleye dayanıyor” dedi.
SAĞLIK BİLİNCİ ARTIKÇA BAŞVURULAR DA ARTIYOR
Risk faktörlerinin çoğuyla etkin mücadele yoluyla baş edilebildiğini dile getiren Prof. Dr. Akdemir “Kanserleri örnek verirsek, sigara ve şişmanlık değiştirilebilir risk faktörlerinden iki tanesi. Temelinde damar sertliğinin yattığı kalp krizleri, felçler ve ani ölümlere neden olan kalp ve damar hastalıkları için şeker hastalığı, sigara, fazla kilo, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol değiştirilebilir veya tedavi edilebilir risk faktörleri arasında yer alıyor. Ancak bazı risk faktörlerini değiştirebilmek, ortadan kaldırabilmek imkansız. En önemli örnek kuşkusuz ki riskli bir ailenin üyesi olmak. Sağlık bilinci artan toplumlarda kalp ve damar hastalıkları uzmanlarına sağlıklı olmalarına rağmen pek çok kişi başvuruyor. Akrabaları arasında kalp krizi ya da felç geçirenler, kendilerinin de benzer bir riski taşıyıp taşımadıklarını öğrenmek adına doktora danışıyorlar” diye konuştu.
BAŞLICA ÜÇ MADDE VAR
Ani ölüm, kalp krizi, felç, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol gibi risk faktörleri için aile eğiliminin söz konusu olduğunun altını çizen Prof. Dr. Akdemir, ancak ailesinde bu tarz bir hastalık bulunan her kişinin o hastalığın kendisi açısından da kaçınılmaz olmadığını vurguladı.
Aile eğiliminden şüphe edilen başlıca üç madde bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Akdemir sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu üç madde, ailemizden bir yakınımızın ani ölümle kaybedilmiş olması, kalp krizi geçirmiş olması veya bir koroner hastalık ya da damar sertliği hastalığı tanısı konmuş, tedavi görmüş olması. Bir diğer husus kişinin hangi akrabasının hastalığı geçirdiği. Riski taşıyacak olan yakınlarımız genellikle birinci derece akrabalar, yani anne, baba ve kardeşlerdir. İkinci ya da üçüncü derece akrabalar nedeniyle taşınan endişe çoğu zaman yersiz olabiliyor. Son ve en önemli konu ise o akrabanın kaç yaşında bu hastalığa yakalanmış olması.”
ERKEKLERDE 55, KADINLARDA 65 YAŞ
Risk kabul edilen sınırn birinci derece erkek akrabalarda 55, kadın akrabalarda ise 65 yaş olduğunu aktaran Prof. Dr. Akdemir “Özetlemek gerekirse baba ya da erkek kardeşimiz 55 yaş altında, anne ya da kız kardeşimiz 65 yaş altında ani ölüm ya da kalp krizi geçirmişse veya bir koroner hastalık için teşhis konmuş, örneğin bypass ameliyatı, balon-stent girişimi uygulanmış ise bir ilave risk faktörü bizim için geçerlidir. Böyle bir riske sahip olduğunu düşünenlerin ilave risklerinin analizi için konuyla ilgili bir uzmana başvurmaları gerekiyor” uyarsında bulundu.
Risk Olduğunu Düşünenler Uzmana Başvurmalı
Özel Gözde İzmir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman Akdemir, günümüzde kalp ve damar hastalıklarıyla kanserler gibi kronik hastalıkların, toplumlarının en temel sağlık sorunları arasında yer aldığını belirtti.
27 Mart 2017 - 15:58
YORUMLAR