Sağlık sorunları nedeniyle ara verdiğimiz köşe yazılarına tekrar başlarken konu olarak sağlığı seçmemiz çok doğal. Bizim gibi hastalıktan sonra sağlığın değerini fark eden bir kuşağın yeni tedavi yöntemleri konusunda bilgi noksanlığı içinde bulunmasını da normal karşılıyorum. Sağlık Bakanlığı’nın son yıllarda yeni hastaneler yapmasının, hastaneleri son sistem cihazlarla donatmasının yanında tamamlayıcı tıp konusunda da çalışmalar yapmaya başlaması çok önemli. Özellikle yeni kurulan Halk Sağlığı Müdürlükleri aracılığıyla vatandaşların hastalanmadan önleyici tıp uygulamalarıyla bilinçlendirmeye çalışılması da taktir edilmesi gereken uygulamalardan birisi.
Modern toplumun dayattığı yaşam tarzı nedeniyle insanlar daha kolay hasta olmakta. Nedenlerini ise beslenme bozuklukları, hava ve su kirliliği, GDO’lu gıdalar, kullandığımız ilaçların yan etkileri, tarımda kullanılan ilaçlar, stres, çevremizden aldığımız radyasyon, alkol ve sigara kullanımı ve genetik değişiklikler ve benzeri etkenler olarak sıralayabiliriz.
Bu olumsuz etkenlerden korunmamız için hekimlerin bize başlıca önerileri ise doğal gıdalarla beslenmek, düzenli uyumak ve dinlenmek, temiz su içmek, GDO’lu gıdalardan ve fazla işlem görmüş gıdalardan uzak durmak, az ilaç kullanmak, tarımsal ilaçların kullanıldığı yiyecekleri tüketmemek, radyasyondan uzak durmak olarak sıralanıyor. Bu önerileri çoğalmak mümkün. Yılda en az bir kez yapılacak kontroller ile vücudun durumunun gözden geçirilmesi, detoks programları uygulayarak toksinlerin vücuttan atılması da öneriler arasında.
Son yıllarda geleneksel tedavi yöntemlerinin dışında “tamamlayıcı tıp” denilen tedavi yöntemleri de rağbet görmeye başladı. Fitoterapi yani şifalı bitkilerle tedavi konusunda batıdaki uygulamalar bizde de yaygınlaşmaya başladı. Bezmi Alem Üniversitesi bünyesinde “Fitoterapi Araştırmalar Merkezi”nin kurulması yine Sağlık Bakanlığı tarafından “Tamamlayıcı Tıp Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın kurulması da olumlu gelişmeler.
Tamamlayıcı tıp konusunda uzman hekimler, hastalıkların tedavisinde şikayetlere yönelik değil nedene ve hastalığın tedavisine yönelik tedavi uygulamak gerektiğini, uygulanacak ilaçların bitkisel kökenli ve şifalı bitkilerden elde edilmiş olması gerektiğini söylüyorlar. Dünya da 12 bin çeşit şifalı bitki bulunduğunu bunların 4 bininin ülkemizde yetiştiğini vurgulayan uzmanlar, bu bitkilerin tedavide kullanılmasının yararlarını anlatıyorlar.
Tamamlayıcı tıp uygulamalarını kullanacak hekimlerin bulunduğu merkezler de gittikçe önem kazanıyor. Geçtiğimiz günlerde Manisa da kurulan bir sağlık merkezini ziyaret etme fırsatımız oldu. Bir süre önce “Yurttaş Şifa Merkezi’ni Manisa’ya kazandıran kadim dostumuz Dr. Muzaffer Yurttaş ile sohbet edip merkez hakkında bilgi aldık. Merkez de uyguladıkları tedavi yöntemlerini anlatan Yurttaş, kupa terapi ( hacamat), manuel terapi, bitkisel sülük tedavisi, ozon tedavisi, akupunktur, hakkında detaylı bilgi verdi. Yurttaş hacamatın yararları ile ilgili şunları söyledi:
“Kupa Terapisi 5000 yıldan fazla süredir dünya genelinde yaygın bir biçimde, birçok kültürün halk tedavilerinde önemli bir rol oynamıştır. Kupa Terapisinin İslam Tıbbındaki adıyla hacamatın, Çin'de milattan önce 3.yüzyıla kadar uzanan bir geçmişi vardır. Alınan kan hücrelerinin yerine yeni kan hücrelerinin üretilmesi ve bu yeni üretime bağlı olarak da vücudun sıhhat ve dinginliğinin sağlanması günümüz tıbbının hacamata bakış açısını oluşturmaktadır.
Hacamat kılcal damarlarda birikmiş, atar ve toplar damarlarda kan dolaşımını etkileyen, yavaşlatan toksit maddeleri temizlemede en mükemmel tedavi yöntemidir. Başta Migren, Yüksek Tansiyon, Şeker, Baş ağrısı, Bel ve boyun ağrıları, Romatizma, İltihaplı eklem romatizması, Fibromiyalji, Unutkanlık, Dikkat dağınıklığı, Beyin damar tıkanıklığı, (MS) kalp damar tıkanıklığı, karaciğer yağlanması, böbrek rahatsızlıkları, adet düzensizlikleri, asabiyet, depresyon olmak üzere değişik rahatsızlıkların tedavisinde mükemmel bir yardımcı tedavi yöntemidir. Hacamatın steril ortamlarda ve işinin ehli kişiler tarafından yapılması gerekir.”
Muzaffer Yurttaş’ın verdiği bilgilerden etkilendim ve hacamat yaptırdım. Ertesi günden itibaren vücudumda olumlu etkilerini görmeye başladım. İşinin ehli hekimler tarafından uygulandığında geleneksel tedavi yöntemlerimizin ne kadar önemli olduğunu test etme imkanım oldu.
Dilerim başka hekimler de bu konularda uzmanlaşarak benzer sağlık merkezleri açarlar ve bu tür merkezler çoğalır.
Tamamlayıcı Tıp Önem Kazanıyor
Sağlık sorunları nedeniyle ara verdiğimiz köşe yazılarına tekrar başlarken konu olarak sağlığı seçmemiz çok doğal. Bizim gibi hastalıktan sonra sağlığın değerini fark eden bir kuşağın yeni tedavi yöntemleri konusunda bilgi noksanlığı içinde bulunmasını da normal karşılıyorum. Sağlık Bakanlığı’nın son yıllarda yeni hastaneler yapmasının, hastaneleri son sistem cihazlarla donatmasının yanında tamamlayıcı tıp konusunda da çalışmalar yapmaya başlaması çok önemli. Özellikle yeni kurulan Halk Sağlığı Müdürlükleri aracılığıyla vatandaşların hastalanmadan önleyici tıp uygulamalarıyla bilinçlendirmeye çalışılması da taktir edilmesi gereken uygulamalardan birisi.
20 Nisan 2016 - 10:25
YORUMLAR