Ülkesine Hizmet Etmek İçin Türkiye’ye Geri Döndü

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden eğitimini tamamladıktan sonra, uzmanlık eğitimi için Pittsburgh Üniversitesi’nde asistan olarak göreve başlayan Doç. Dr. Tahsin Oğuz Acartürk, yaptığı başarılı çalışmalarla üniversitenin Baş Boyun Onarımları Direktörü olarak uzun yıllar Amerika’da çalıştı.

Ülkesine Hizmet Etmek İçin Türkiye’ye Geri Döndü

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden eğitimini tamamladıktan sonra, uzmanlık eğitimi için Pittsburgh Üniversitesi’nde asistan olarak göreve başlayan Doç. Dr. Tahsin Oğuz Acartürk, yaptığı başarılı çalışmalarla üniversitenin Baş Boyun Onarımları Direktörü olarak uzun yıllar Amerika’da çalıştı.

Ülkesine Hizmet Etmek İçin Türkiye’ye Geri Döndü
08 Mart 2016 - 15:05

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden eğitimini tamamladıktan sonra, uzmanlık eğitimi için Pittsburgh Üniversitesi’nde asistan olarak göreve başlayan Doç. Dr. Tahsin Oğuz Acartürk, yaptığı başarılı çalışmalarla üniversitenin Baş Boyun Onarımları Direktörü olarak uzun yıllar Amerika’da çalıştı.

Radikal bir karar alan Doç. Dr. Acartürk, üniversitedeki görevini yarı zamanlı bir pozisyona alarak ülkesine hizmet etmek üzere Türkiye’ye döndü ve Muğla’ya yerleşti.

Amerika’daki en saygın ilk üç klinik arasında gösterilen Pittsburgh plastik cerrahi bölümünde, 6 yıl süren plastik cerrahi eğitiminde 30’a yakın cerrahla çalışan Doç. Dr. Tahsin Oğuz Acartürk, plastik cerrahide karma eğitim gereği 3 yıl boyunca genel cerrahi alanında çalışarak, travma cerrahisi, kalp ve göğüs cerrahisi, karın ve damar cerrahisi konularında yoğun ve zorlu bir eğitimden geçti. Aldığı bu plastik cerrahi dışı eğitimin, daha sonra çok yararını gördüğünü ve vücudun her alanında zor onarımları yapmanın ve yanı sıra daha sonra mikrocerrah olmasının zeminini hazırladığını belirtiyor.

Doç. Dr. Tahsin Oğuz Acartürk; “Amerika’da entegre plastik cerrahi programına girmiş ve eğitim almış ilk Türk plastik cerrah olarak, ülkemin adını duyurduğum için onur duyuyorum” diyor.  Şimdi olduğu gibi o dönemlerde de yabancı bir doktorun asistanlığa girmesinin çok zor olduğunu belirten Doç. Acartürk, asistanlığı sırasında birçok konuyla ilgilendiğini ancak plastik cerrahinin en zor alanı olan mikrocerrahinin en çok ilgisini çeken alan olduğunu vurguluyor.  “ Burada bir dokunun damarlarıyla birlikte vücuttan alınması ve başka bir alana aktarılması söz konusudur ve nakledilen dokunun yaşayabilmesi için mikroskop altında 1mm civarındaki damarların yeniden onarılması gerekir ki, bu bir cerrahın teknik olarak kendini hem en üst noktada geliştirmesi hem de ilgili alana tam olarak kendini adaması demektir.”

9 yıl Amerika’da kaldıktan 2004 yılında Türkiye’ye dönen ve Sağlık Bakanlığı’ndan uzmanlık denkliğini alan Doç. Acartürk sırasıyla; Askerlik dönemi Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Çukurova Üniversitesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim üyesi, 2007 yılında yardımcı doçent, 2010 yılında ise doçent olarak görevine devam etti.

Aynı zamanda 2006 yılında Avrupa Plastik Cerrahi Derneği tarafından verilen “Genç Plastik Cerrah” ödülünü aldıktan sonra 2007 yılında, Helsinki Üniversitesi’nde mikrocerrahi, ortognatik cerrahi ve kulak onarımları konusunda çalışan Doç. Dr. Tahsin Oğuz Acartürk, Çukurova Üniversitesi’nde bulunduğu yıllarda daha önce hiç yapılmamış pek çok ameliyatı gerçekleştirdi.  Özellikle mikrocerrahi alanında %50’ye kadar varan doku kaybı oranını, bu rakam dünya ortalamasında %5’in de altındadır, %3’e çeken Doç. Acartürk, daha önce hiç tanımlanmamış doku aktarımlarını tanımlayarak tıp literatürüne girdi.

 

2011 yılında tekrar asistanlık yaptığı Pittsburgh Üniversitesine dönerek Baş Boyun onarımları direktörülüğü yaptı.  Son 5 senede mikrocerrahideki doku kayıplarını %0’a indiren Dr. Acartürk, 2015 ylında Amerikan Board Sertifikası da aldı. 2016 yılında yarı zamanlı olarak vatanında çalışmak için Muğla’ya yerleşti.

YORUMLAR

  • 0 Yorum