'Ürolojinin zorlu vakaları' İstanbul’da tartışacak

Dünyada ve ülkemizde her yıl on binlerce kişi böbrek, idrar yolları, prostat, mesane ve genital organlarla ilgili sağlık sorunları ile karşı karşıya kalıyor. Son yıllarda uygulanan laparoskopik ve robotik cerrahi tedavi yöntemleri ile tedaviler kısa sürede gerçekleştirilirken, tedavilere bağlı yan etkilerin minimale düşürülmesiyle yaşam kaliteleri de artırılabiliyor.

'Ürolojinin zorlu vakaları' İstanbul’da tartışacak

Dünyada ve ülkemizde her yıl on binlerce kişi böbrek, idrar yolları, prostat, mesane ve genital organlarla ilgili sağlık sorunları ile karşı karşıya kalıyor. Son yıllarda uygulanan laparoskopik ve robotik cerrahi tedavi yöntemleri ile tedaviler kısa sürede gerçekleştirilirken, tedavilere bağlı yan etkilerin minimale düşürülmesiyle yaşam kaliteleri de artırılabiliyor.

'Ürolojinin zorlu vakaları' İstanbul’da tartışacak
03 Mart 2015 - 15:20

Dünyada ve ülkemizde her yıl on binlerce kişi böbrek, idrar yolları, prostat, mesane ve genital organlarla ilgili sağlık sorunları ile karşı karşıya kalıyor. Son yıllarda uygulanan laparoskopik ve robotik cerrahi tedavi yöntemleri ile tedaviler kısa sürede gerçekleştirilirken, tedavilere bağlı yan etkilerin minimale düşürülmesiyle yaşam kaliteleri de artırılabiliyor.

DÜNYANIN ÖNDE GELEN CERRAHLARI İSTANBUL’A GELİYOR

Üroloji alanında en önemli ve prestijli kongrelerden biri olan “Challenges in Laparoscopy & Robotics” Dünyanın önde gelen cerrahlarını 4-5-6 Haziran 2015 tarihinde İstanbul Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde bir araya getirecek. Bu sene 12.’si düzenlenecek olan kongrede, ağırlıklı olarak ürolojik kanser (üroonkoloji) olgularındaki zorluklar, yenilikler ve teknolojik gelişmeler değerlendirilecek.

YAPILAN AMELİYATLAR CANLI OLARAK İZLENEBİLECEK

Memorial Ataşehir Hastanesi’nde Prof. Dr. Tibet Erdoğru başkanlığında yapılacak 25 ameliyatı canlı olarak izleyecek olan cerrahlar, ürolojideki zorlu vakaları interaktif katılım ile değerlendirme, tartışma fırsatını elde edecekler.

ÜNLÜ CERRAHLAR ÜROLOJİNİN ZORLU VAKALARINI TARTIŞACAK

Kongreye Dünya’da Laparoskopik ve Robotik Ürolojik cerrahilerde önemli yere sahip Profesörlerden Inderbir Gill (ABD), Jihad Kaouk (ABD), Richard Gaston (Fransa), alexander Haese (Almanya), Günter Janetschek (Avusturya), Peter Wiklund (İsveç), Vito Pansadoro (İtalya), Xu Zang (Çin), Renaud Bollens (Belçika) gibi isimler katılacak.

Kongreye ev sahipliği yapacak Memorial Ataşehir Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Tibet Erdoğru, ürolojik hastalıkların laparoskopik ve robotik tedavisi hakkında bilgi verdi.

GENÇ ÜROLOGLARA YOL GÖSTERİCİ OLACAK

Farklı eğitsel felsefesi ve görsel yönü ile alanında önemli niteliğe sahip “Challenges in Laparoscopy and Robotics” kongresini İstanbul’da düzenleyecek olmaktan büyük bir gurur ve mutluluk duyuyoruz. Bu toplantılar, özellikle genç üroloji uzman ve asistanları için yol gösterici olacak ve gelecekte ülkemizde laparoskopik-robotik cerrahi konusunda yeniden ivmelenmenin önemli bir faktörü olarak rol olacaktır.

ARTIK STANDART BİR TEDAVİ OLARAK UYGULANIYOR

Özellikle erkeklerdeki prostat kanserinde cinsel fonksiyonun korunması, böbrek kanserinde sadece kanserli tümörün çıkartılarak sağlam böbreğin korunması, mesane kanserinde kanserli idrar kesesinin çıkartıldıktan sonra yerine ince bağırsaktan yeni bir mesanenin yapılmasında laparoskopik-robotik teknikleri standart bir cerrahi tedavi olarak uygulanmaktadır. Bu da artık laparoskopik-robotik cerrahinin artık açık cerrahinin yerini almaya başladığını göstermektedir. Bununla beraber böbrek, prostat, idrar kesesi ile uygulanan kanser dışındaki birçok hastalıkta da artık laparoskopik ve robotik cerrahi az kanama (ya da kanamama), hızlı iyileşme, ameliyat sonrasında az ağrı ve kozmetik görsel avantajları ile sıklıkla uygulanmaktadır.

AVANTAJLARI İLE DİKKAT ÇEKİYOR

Ürolojik cerrahilerde artık, açık cerrahideki gibi büyük kesiler yerine 5-10 mm’lik teleskoplarla bir delikten vücut içine girilmektedir. Derindeki organlar; 3 boyutlu yüksek çözünürlükte, 15 kat daha büyük bir şekilde görülmektedir. Bu şekilde organlara giden en ince kılcal damarlar bile görülüyor, kanama kontrolü yapılabiliyor. Bu kontrol, organlara giden sinirlerin korunmasında büyük avantaj sağlamaktadır.

Kanama olmaması, damar ve sinirlerin korunması tamir edilen ya da kanser dokusu çıkartılan organların fonksiyonlarına devam etmesini sağlamaktadır. Kanama olmaması vücudun iyileşme için gereksinimi olan oksijenin de kaybolmaması anlamına gelir. Bu da organların ve hastanın ameliyat sonrası hızlı iyileşmesini sağlamaktadır. Fonksiyonların korunması, hızlı iyileşme, ameliyat sonrası ağrının çok az olması ve vücuda açılan birkaç ufak delik gibi kozmetik avantajlarla hastalar hızlı bir şekilde iş-sosyal hayatlarına dönmekte ve bu hızlı normalleşme hastalığın tedavisinde hastaya büyük moral desteği sağlamaktadır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum